Akşam yemeği yenmişti, sonunda mutfaktan çıkabilen anne, salonda tabletinde oyun oynayan 10 yaşındaki oğlu Ahmet Mert’e seslendi:

— “Hadi bakalım, ödev zamanı!”

Ahmet Mert birden suratını buruşturdu:
— “Ama anne, çok sıkıcı! Yapmak istemiyorum.”

İşte tam da bu an, çoğu evde tartışmaların başladığı noktadır. Anne “Yapmazsan tablet yok!”, “Öğretmenine şikâyet edeceğim!” gibi cümleler kurabilir. Ama farklı bir yol da var.

Anne, bu kez derin bir nefes alıyor ve sakin bir sesle soruyor:
— “Ödevini yapmak istemediğini duydum. Peki, seni zorlayan şey ne? Anlamadığın bir yer mi var, yoksa yorgun musun?”

Çocuk biraz duraksıyor.
— “Matematik çok zor geliyor. Bir türlü yapamıyorum.”

Anne, oğlunun duygusunu fark ediyor.
— “Anladım… Zorlandığın için ödev yapmak istemiyorsun. Peki, istersen ilk iki soruya birlikte bakalım, sonra sen devam edersin. Ne dersin?”

Çocuğun yüzünde bir gülümseme beliriyor.
— “Tamam… Senle birlikte yapabilirim.”

Birkaç soru çözdükten sonra çocuk ritmini buluyor. Anne de onu cesaretlendiriyor:
— “Bak, aslında yapabiliyorsun. Demek ki sadece biraz zorlandığında desteğe ihtiyacın oluyor.”

Sizin de çocuğunuz ödevini yapmak istemiyorsa;

  1. Yargılamayın, anlamaya çalışın. Çocuğunuz ödev yapmak istemediğinde hemen kızmak yerine nedenini sorun.
  2. Sorumluluğu çocuğa bırakın. Ödev onun sorumluluğu, sizin değil. Siz sadece yanında olduğunuzu hissettirin.
  3. Destekleyici olun. Çocuğun yanında olduğunuzu bilmesi, onu motive eder.
  4. Seçim hakkı verin. “Şimdi mi yapmak istersin, yemekten sonra mı?” gibi küçük seçimler, kontrolü paylaştırır.
  5. Doğal sonuçları hatırlatın. Ödev yapılmadığında öğretmenin bunu fark edeceğini, bunun kendi sorumluluğu olduğunu söyleyin.

Unutmayın, mesele sadece “ödevi yaptırmak” değil; çocuğun özgüvenini ve sorumluluk bilincini geliştirmek.